ABD’den Çin’in Sincan’daki Politikalarıyla İlgili 3 Çinli Yetkiliye Daha Yaptırım Kararı

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine ve diğer Müslüman azınlıklara uyguladığı baskı ve şiddetten sorumlu bazı üst düzey Çinli yetkililere ABD’ye giriş yasağı getirdiklerini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bölgedeki gelişmelere ve alınan vize kısıtlaması kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki baskı politikalarına devam ettiğini vurgulayan Pompeo, Çin yönetimini “bölgede İslam dinini ve kültürünü silmeye çalışmakla” suçladı.

Pompeo açıklamasında, “ABD, Çin’in uyguladığı Uygur Türklerine ve etnik Kazaklara yönelik zorla çalıştırma, keyfi tutuklama, cebren nüfus kontrolü ve bölgede Müslümanlığı ve kültürünü silmek girişiminin de dahil olduğu baskı politikalarına sessiz kalmayacak.” ifadesini kullandı.

Sincan bölgesinde yaşanan insan hakları ihlallerinde rol alan Çinli yetkilileri hedef almaya devam edeceklerini belirten Pompeo, söz konusu ihlallerde rolü olan XUAR Parti Sekreteri Chen Quanguo, Sincan Siyasi ve Hukuk Komitesi Parti Sekreteri (XPLC) Zhu Hailun, Sincan Kamu Güvenlik Bürosunun (XPSB) şu anki Parti Sekreteri Wang Mingshan ve ailelerine ABD’ye giriş yasağı getirildiğini kaydetti.

Pompeo, ayrıca XUAR Parti Sekreteri Chen’in daha önce Tibet bölgesinde korkunç insan hakları ihlallerinde bulunduğunu, şimdi aynı ihlalleri Sincan’da da devam ettirdiğini aktardı.

Bakan Pompeo açıklamada, “ABD, bugün Sincan’daki korkunç ve sistematik suistimallere karşı harekete geçiyor ve Çin Komünist Partisinin (ÇKP) insan hakları ve temel özgürlüklere yönelik saldırıları hakkında endişelerimizi paylaşan tüm ülkeleri bu davranışları kınamaya çağırıyor.” ifadesine yer verdi.

Associated Press (AP) ajansının ay başında yayımladığı haberinde Uygur Türklerinin yoğunlukla yaşadığı özerk bölgede, yerel hükümetin, son yıllarda bölgedeki Uygur ve Kazak kadınları doğum kontrol yöntemleri uygulamaya zorladığı, çok çocuk yapanlara para cezası kestiği ve kamplara göndermekle tehdit ettiği öne sürülmüştü.

Doğum kontrolünün daha önce bilinenden “daha geniş çaplı ve sistematik” olduğu savunulan haberde, Çin hükümetinin, yüz binlerce kadını düzenli olarak rahimlerine spiral takmaya, kürtaja ve kısırlaştırmaya zorladığı, spiral kullanımının ülke genelinde düşmesine rağmen Sincan’da ciddi şekilde artış gösterdiği kaydedilmişti.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki tartışmalı kamplar

Çin’de son yıllardaki Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.

Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun “yeniden eğitim kampları” şeklinde tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.

Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.

Çin’in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.

BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019’da, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.

BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şimdiye kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.

Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.

(Kaynak Anadolu Ajansı)

Yorum yazabilirsiniz