Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alişer Azamhocayev’le Söyleşi
Özbek-Türk ilişkileri son iki yıl içerisinde kalite bakımından yeni bir aşamaya taşınmış bulunuyor.
Türk halklarının ata yurdu olan Orta Asya’nın kalbi konumundaki Özbekistan, yalnızca Orta Asya’ya değil, dünya medeniyetine de katkı sağlamış bir uygarlık beşiğidir.
Günümüzde, Özbekistan’ın dev turizm potansiyeli harekete geçiyor, saklı hazine gün ışığına çıkıyor, tarih bugün ile buluşuyor.
Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alişer Azamhocayev’le Özbekistanın’ın Türk Dünyasında tuttugu yer, bağımsızlığını kazanmasından sonrakı durumu, ülkede meydana çıkan son gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti Kafkaslar ve Orta Asya’da kurulan yeni devletlerle dostane ilişkiler, TÜRKSOY-la işbirligine dair söyleşi gerçekleştirdik.
- Eskiden Turan, Ortaçağda Türkistan, Mâverâünnehir, günümüzde Özbekistan denilen topraklar zengin bir tarihî geçmişe sahiptir. Türkistan cumhuriyetlerinin merkezinde yer alan Özbekistan, Türk Dünyasında nasıl bir yere sahiptir?
- Eğer konuya tarihten başladıysak, o zaman bu toprakların daha eski tarihi ile ilgili malumat vermek isterdim. Şöyle ki, gerçekleştirilen arkeolojik araştırmaların sonucu, bu coğrafyada yerleşim tarihinin eski çağlara kadar indiğini göstermiştir. Milâttan önce V-III. binyıllarda “Kaltaminarlılar Medeniyeti” adıyla bilinen medeniyeti kuran eski balıkçı ve avcı kabilelerin geniş alanda dağıldığı belirtilmiştir. Milâttan önce VI-IV. yüzyıllarda ülkede Baktriya Krallığı ve Büyük Hârezm gibi eski devletler kuruldu, ticaret ve küçük zanaatlar gelişti. Milâttan önce III-II. yüzyıllarda bu kesimde güçlü Kang Hakanlığı, onun güney kısmında Kuşan, Fergana Vadisi’nde Dâvân Devletleri hüküm sürdü.
- Altıncı yüzyılın ikinci yarısı ila VII. yüzyılda ülke Batı Türk Hakanlığı bayrağı altında birleşti. Bu dönemde Semerkant ve Buhara dışında Maymurg, İştihan, Kuşaniya, Vardana, Keş ve Nesef gibi yerleşim merkezleri öne çıktı. Soğd’da nüfus çok kalabalık olup çiftçilik ve bağcılıkla uğraşılıyordu. Buğdaydan başka pamuk ve pirinç yetiştiriliyor, pamuk dokumacılığı yaygın biçimde yapılıyordu. Soğd şehirlerinde çeşitli küçük el sanatları, dokumacılık, seramikçilik, dericilik, seracılık, bakırcılık ve kuyumculuk, ayrıca iç ve dış ticaret oldukça gelişmiş durumdaydı.
Burada birçok din hâkimdi. Soğd ve Çaç’ta Zerdüştîlik, doğu bölgelerde Buda dini yaygındı. Şehirlerde Nestûrîler ve Yahudi cemaatleri de yaşıyordu. IX. yüzyılda bu kesimde bağımsız Sâmânîler Devleti ortaya çıktı. Aynı asırda Karahanlılar ve XII. yüzyılda Karahıtaylılar’ın hâkimiyetine giren ülkede XII. yüzyılın ikinci yarısında Hârezmşahlar Devleti kuruldu. Büyük Türk devleti ve imparatorluğu olan Timurlar de bu topraklarda ortaya çıktı. Yani Özbekistan Türk dünyasında özel bir yere sahip ülke olmuştur ki, bu misyonunu bu gün de devam ettirmektedir.
- Sayın Büyükelçim, yeri gelmişken, Özbekistan bağımsızlığını kazanmasından bu yana geçen 27 yıl boyunca ülkenin sosyal, ekonomik, eğitim alanında neler yapıldı?
- Özbekistan Cumhuriyeti, Orta Asya’da ekonomisini en fazla çeşitlendirmeyi başarmış ülkelerden biridir. Ülkede tarım ve tekstil makineleri, çeşitli kimyasallar, gaz, metalürji, gıda ve otomobil sektörleri gelişmiştir. Taşkent; makine, gıda, otomotiv, Semerkant ve Fergana; tekstil, petrol, kimya ve gübre, Andican ve Namangan; yine tekstil, makine, kimya, elektronik ve petrol sanayiinin toplandığı başlıca merkezlerdir. Orta Asya’nın en büyük tekstil fabrikası Taşkent’tedir. Taşkent eyaletinde bulunan Bekâbâd demir çelik tesisleri de önemli sanayi kuruluşlarından biridir. Bu ekonomik etkinliklere bağlı olarak ülkenin dış ticareti istikrarlı biçimde gelişme yolundadır. Ülke, mineral gübreler, tekstil ve eczacılık ürünlerinin yanı sıra modern otomobil ve kamyonlar, yüksek kaliteli tarım makineleri üretmektedir. Başlıca ticaret ortakları: Çin, Kazakistan, Rusya, Türkiye, Güney Kore. Başlıca ihracat kalemleri: Doğalgaz, otomotiv, pamuk, bakır, radyoaktif elementler, altın, yaş meyve, çinko. Başlıca ithalat kalemleri: Otomotiv aksamları, ilaç, petrol yağları, ahşap ürünleri, otomotiv.
Kimyasal elementlerin neredeyse tümü Özbekistan topraklarında tespit edilmiştir. Özbekistan; altın, uranyum gümüş, bakır, molibden, gaz ve petrol, diğer renkli ve nadir metaller, inşaat malzemeleri ve diğer hammadde yatakları bakımından, sadece bölgede değil belki tüm dünyada sıralamalarda yer alıyor. Dolayısıyla çeşitli sektörlerin ihtiyaç duydukları hammaddeleri çok uygun fiyatlarla temin etme imkânı bulunuyor. Enerji kaynaklarının Türkiye’ye göre çok ucuz olan fiyatları, bölge çapında da en uygun düzeylerdedir. Ülkede tahminî 1,8 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor. Dünyanın önde gelen altın üreticisi ülkelerden biri olan Özbekistan’ın pamuktan sonra ikinci sıradaki ihracat kalemi altındır. Özbekistan’ın yıllık kömür üretimi de yaklaşık 6 milyon tona ulaşmaktadır.
Ülke ekonomisinde sanayi sektörünün payı düzenli şekilde büyümektedir. Ekonominin çeşitlendirilmesi, modernizasyonu, yeni ve modern teknolojileri uygulamaya koymaya yönelik alınan tedbirler neticesinde sanayinin GSYİH’daki oranı 1995 yılındaki %27,8’den 2018 yılında %34,1’e ulaşmıştır. Sanayide imalat oranı %72,1’i, madencilik %18,7’yi oluştururken geri kalan pay da elektrik, doğalgaz, su temini, kanalizasyon sistemleri ve yenilenebilir enerji sektörlerine aittir. Nüfusun gelirlerinin başlıca en önemli kaynaklarından sayılan hizmetler sektörü de gelişmekte olup GSYİH’daki oranı 1995’te %39,8 iken 2018’de %56,9’u bulmuştur.
Ülkede uzunluğu 17,9 bin kilometreye ulaşan fiber optik hatlar, geniş bantlı internet erişim servislerinin kalitesini önemli ölçüde artırmıştır. Son üç yılda geniş bantlı fiber optik iletişim hatlarını genişletme projesi sayesinde geniş bantlı telekomünikasyon şebekelerinin sayısı yüzde 40, abone sayısı yüzde 50 artış kaydetmiştir. Böylece, video telefonu, internet TV, yüksek hızlı internet servisi, yüksek çözünürlüklü HD yayın hizmetlerinin sağlanması ve modern telekomünikasyon hizmetlerinin çeşitlendirilmesi mümkün hale gelmiştir. Veri aktarımın iletişim omurga ağının modernizasyonu, bölgelere 10 Gbit/s, illere ise 40 Gbit/s miktarında veri iletim hızını sağlamaktadır. Ayrıca ülkede, saniyede 100 Gbit/s’ye kadar veri iletebilen bir DWDM iletişim ağı kurulmuştur. Omurga ağlarının iletkenliğinin ve yüksek hızlı internet hizmetlerinin sunulmasını sağlayan bu ağ, yüksek hızı bakımından Orta Asya’daki ilk telekomünikasyon sistemini oluşturuyor. Mobil iletişim ağı dinamik bir şekilde genişlerken abone sayısı son 10 yılda 7,5 kat artmıştır. Şu anda ülkede 16.500 baz istasyonu bulunmaktadır.
- Özbek-Türk ilişkilerinin başlatılması Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanması tarihlerine rastlar. 1991 yılında eski Sovyetler Birliği’nin dağılmasını müteakip Türkiye Cumhuriyeti Kafkaslar ve Orta Asya’da kurulan yeni devletlerle dostane ilişkileri başlatma ve güçlendirme girişimlerinde bulundu. Bunlarla ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?
- 16 Aralık 1991’de Türkiye, Özbekistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu. 4 Mart 1992’de de ikili diplomasi ilişkilerine start verildi. 1992 yılının Nisan ayında Türkiye’nin Taşken Büyükelçiliği, 1993 yılının Ocak ayında ise Özbekistan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği faaliyetlerini başlattı. 1997 yılında da iki devlet arasında Ebedi Dostluk ve İşbirliği Antlaşması imzalanıştı.
Genel olarak bakıldığında Özbek-Türk ilişkileri son iki yıl içerisinde kalite bakımından yeni bir aşamaya taşınmış bulunuyor. 25 Ekim 2017’de Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in Türkiye Cumhuriyeti’ne resmi ziyareti sırasında iki devletin ilişkileri stratejik ortaklık düzeyine çıkarıldığı ilan edildi. Geçen sene (2018) Mayıs ayında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Özbekistan Cumhuriyeti’ne resmi ziyareti sırasında imzalanan çeşitli alanlardaki işbirliğine yönelik 25 anlaşma ikili münasebetlerimizin hukuki dayanağını sağlamlaştırmıştır. Geçen sene sağlıktan emniyete, eğitimden kültüre, maliyeden hukuka, tarımdan orman işlerine, çevreden inşaata, vergiden arşive çeşitli alanlarda Özbekistan ve Türkiye’nin ilgili kurumları arasında işbirliği ve tecrübe değişimine ait muhtıralar imzalanıp hayata geçirilmeye başlamıştır.
- Büyükelçiliğin çalışmalarından ve önümüzdeki dönemlerdeki planlarından bahsedebilir misiniz acaba?
İlişkilerimize daha da ivme kazandırma, Türk yatırımcıları ve iş adamlarını Özbekistan’daki iş fırsatları ve olanaklar doğrultusunda bilgilendirme amaçlı, Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği tarafından da düzenli şekilde çalışmalar yürütülürken; 2018 yılı boyunca İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Bolu, Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Antalya, Hatay, Isparta, Kocaeli, Çorum illeri Valileri, Belediye Başkanları, Ticaret ve Sanayi Odalarının yetkilileri, ileri gelen şirket ve kuruluşların yöneticileriyle görüşmeler düzenlenmiş, Özbekistan tanıtım toplantıları, iş forumları organize edilmiştir. Özbekistan Büyükelçiliği olarak, 2019’da da benzer çalışmaları sürdürme niyetindeyiz. Özbekistan’da iş yapmayı düşünen, buradaki ticaret ve yatırım olanaklarını merak eden, hazır projeleri bulunan her bir girişimciyle ayrı ayrı görüşmeye ve istişare etmeye daima hazırız. Başlıca amacımız, iki devletin tüm ticari ve ekonomik potansiyelini hayata geçirmektir. Bu arada Büyükelçilik olarak hazlihâzırda ön çalışmalarının heyecanını yaşamakta olduğumuz Özbekistan ve Türkiye ”Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi”nin ilk toplantısı 2019 yılında bizzat iki ülke cumhurbaşkanlarının katılımlarıyla Ankara’da gerçekleştirileceğini de ifade etmemiz gerekiyor. Şüphesiz bu toplantı; ikili temaslarımızı her bakımdan yeni aşamaya taşıyacak, siyaset, ekonomi, kültür, ticaret ve yatırım alanlarındaki ilişkilerimizde yeni ufuklar açacak, stratejik ortaklığımızın daha da güçlenmesine vesile olacaktır.
- İkili ticari ilişkiler hangi durumdadır?
- Günümüzde, ikili ticari ilişkiler hız kesmeden yükselmeye devam ediyor. Daha önce Özbekistan’ın 5. ticari ortağı konumunda bulunan Türkiye, 2018’de Güney Kore’yi geçerek 4. sırada yer aldı. Öte yandan 2018’de Türkiye ile Özbekistan arasındaki dış ticaret hacmi bir önceki yıla nazaran yüzde 39,9 artışla 2 milyar 171,8 milyon dolara ulaşırken, Özbekistan bu dönemde Türkiye ile 936,2 milyon dolarlık ihracat ve 1 milyar 235,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir. Türk şirketlerinin Özbekistan’daki yatırım tutarı, 1 milyar dolar civarındadır. Özbekistan’da tekstil sanayi ve müteahhitlik başta olmak üzere çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren 915 kadar Türk sermayeli firma bulunmakta ve bu firmalar yaklaşık 50.000 kişilik istihdam sağlamaktadır. Türkiye’de ise yaklaşık 235 Özbekistan sermayesine sahip şirket faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin Özbekistan’a ihracatında başlıca ürünler: Kişisel temizlik ürünleri, ilaç, römork, plastik ürünleri, gıda işleme makineleri, demir veya çelikten inşaat aksamı, inşaatta kullanılmak üzere hazırlanmış demir veya çelikten sac, çubuk, tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makinalar ve cihazlar. Türkiye’nin Özbekistan’dan ithalatında başlıca ürünler: Bakır, bakır alaşımları ve bakır ürünleri, levhalar, pamuk ipliği, işlenmemiş çinko, petrol yağları, azotlu mineral veya gübreler, konserve sebze, altın, işlenmemiş kurşun, ipek ve başkaları.
- Özbekistan Turizm Sektöründe ileri gelen ülkelerden sayılır. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Türk halklarının ata yurdu olan Orta Asya’nın kalbi konumundaki Özbekistan, yalnızca Orta Asya’ya değil, dünya medeniyetine de katkı sağlamış bir uygarlık beşiğidir. Bu topraklarda; yüzyıllar boyunca pek çok düşünür, şair, bilim ve devlet adamları yaşamış, sayısız ve önemli eserler bırakmıştır. Burası hadis ilminin şeyhleri İmam Buhari ve İmam Tirmizi, itikadımızın bayraktarı İmam Maturidi, Arap lisanına ait eşsiz çalışmalarıyla ünlü Mahmud Zemahşeri, tasavvuf güneşi Ahmed Yesevi, İslam hukukuna ait inanılmaz eserleriyle meşhur İmam Serahsi, el-Cebr disiplininin kurucusu Muhammed Harezmi, tıp ilminin sultanı Abu Ali İbn Sina, çok yönlü allame Ebu Reyhan Biruni ve daha nice bilginleri yetiştiren kutsal topraklardır. Özbekistan’ın eşsiz albenisini ve turizm potansiyelini tarif etmek; yüzlerce kadim tarihi yapısı ile göz kamaştırıcı tarihi dokusunu koruyan Semerkant, Buhara ve Hive’yi anlatmak bile saatler sürecek bir uğraş gerektiriyor…
Son yıllarda Özbekistan’da turizm sektörünü kalkındırmaya yönelik önemli tedbirler söz konusu oluyor. Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından imzalanan “Özbekistan Cumhuriyeti’nde Turizmin Hızlı Gelişimini Sağlama Tedbirleri Hakkında” Kararname ile ülkede turizm sektöründe başlatılan reform hareketi kapsamında öncelikler şunlardan oluşur:
- Turizm sektörünün işletmelerinin faaliyeti için elverişli koşulların yaratılması, turizmin gelişimine, vize ve tescil işlemleri, pasaport ve gümrük kontrollerinin basitleştirilerek engellerin ortadan kaldırılması.
- Turistik hizmetlerin organize edilmesinde rehberlerin ve turistlerin yaşam ve sağlık güvenliğini garanti konusunda birtakım tedbirlerin uygulanması.
- Yeni potansiyel turizm türlerinin, yani inanç, çevresel-ekolojik, bilgilenme, etnografik, gastronomik, spor, sağlık, tarım, sanayi, iş, çocuk, gençler ve aile turizmi çeşitlerinin hızla geliştirilmesi.
- Turizm sektöründe uluslararası ve ulusal kuruluşlar, büyük yabancı markalar ve şirketler ile turistik hizmetlerin gelişmiş uluslararası standartlara getirilmesi ile işbirliğinin artırılması.
- Bölgelerde özellikle otelcilik, ulaşım ve lojistik, kamu hizmetleri ve bu amaçlar için yabancı yatırımların çekilmesi, modern turizm altyapısının gelişiminin hızlandırılması.
- Rekabetçi turizm ürünlerinin geliştirilmesi, bölgede yeni turistik rotalar oluşturulması, dünya turizm pazarlarında tanıtımı.
- Turizm endüstrisi için nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması amacıyla eğitim sisteminin kökten geliştirilmesi. Bu kararnamenin önemli özelliği; turizm alanında girişimleri teşvik etmesi dolayısıyla, turizm altyapısının gelişimini, turistik şirketlere ek yararlar ve tercihleri sağlaması oluşturuyor.
Günümüzde; Özbekistan’ın dev turizm potansiyeli harekete geçiyor, saklı hazine gün ışığına çıkıyor, tarih bugün ile buluşuyor. Sahip olduğu bu eşsiz potansiyeli keşfeden Özbekistan, turizm sektörüne özel bir önem veriyor; sektör kuruluşlarının verdiği hizmetlerin oranı ve kalitesi yıldan yıla artıyor. Son dönemlerde Özbekistan’a seyahat edenlerin çoğu Avrupa ve Uzak Doğu devletlerinden gelmekteyken Özbek-Türk ilişkilerinde yaşanan gelişme paralelinde şimdi Türkiye halkı kadim tarihlerini, köklerini, ata yurtlarını keşfediyor. Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılması da, Özbekistan’ı dünya gözüyle görmek isteyen Türk kardeşlerimizi harekete geçiriyor. Türk pasaportu taşıyan herkes, 10 Şubat 2018 tarihinden itibaren vize almadan Özbekistan’a giriş yapabiliyor.
- Sayın Büyükelçim, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’la ilişiklilere yeniden başlatılıp. Bu ilişkiler ilerleyen zamanda nasıl devam ettirilecek?
- Kırgızistan’ın Çolpan Ata kentinde düzenlenen ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin üyesi olduğu Türk Konseyi’nin 6. Zirvesi’ne ‘onur konuğu’ olarak katılan Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev burada yaptığı konuşmasında, TÜRKSOY tarafından 2012 yılından itibaren uygulanan “Türk Dünyası Kültür Başkenti” uygulaması kapsamında Özbekistan’ın Hive kentinin 2020 yılında aday olduğunu duyurmasının ardından çalışmalarına başlayan TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov, beraberindeki heyetle başkent Taşkent’i ziyaret etti. Taşkent ile Hiva şehrinin bulunduğu Harezm vilayetinin başkenti Urgenç’te görüşmelerde bulundu. Özbekistan Kültür Bakanlığında, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ile Kültür Bakanı Bahtiyar Sayfullayev, Bakan Yardımcıları Ozodbek Nazarbekov, Umidjon Kukonbaev ve diğer yetkililer arasında yapılan görüşmede taraflar, 25 yıl önce kurulan TÜRKSOY’un kurucu üyelerinden biri olan Özbekistan’ın “Kültür Başkenti” süreciyle işbirliğini geliştireceğini vurgulayarak, Türk Dünyası zengin kültürel mirasını dünya genelinde tanıtmayı kendine amaç edinen TÜRKSOY’ın faaliyetlerinde Özbekistan’ın katılımlarının önemli olduğuna dikkati çekti.
Yakında TÜRKSOY ile işbirliğinde önemli bir projeye imza attık. Harezm Müzikal Dram Tiyatrosu oyuncularının Adana şehrine ziyareti gerçekleştirildi ve burada tüm Türk halkları için değerli kahramanlarımızdan biri Celaleddin Harezmşah’ın Cengiz ile mücadelesi canlandırılan “Sultan Celaleddin: ataların Kılıcı” tiyatro oyunu Türk seyircileriyle buluştu. Özbek yönetmen Erkin Samandarov’un yönettiği bu tarihi oyun sırasında büyük komutan Celaleddin Harezmşah’ın ana yurt himayesi yolunda sarf ettiği cesaret yansıtılmıştır. Türk halklarının yiğit oğlanı Celaleddin karakteri temelinde mertlik, vatanperverlik, ana yurda sadakat erdemleri vurgulanmıştır. Böyle güzel projelerin devamını temenni ediyorum.
Mehpara Sultanova
Yorum yazabilirsiniz